Dalış, Serbest Dalış ve Sualtı Avcılığı

Dalış konusu basitçe sualtına inmeyi ifade eden bir eylem olarak görülmekle beraber, uluslararası literatüre bakıldığında kendi arasında birçok açılıma ve farklılıklara sahiptir. Bachgrach (1982) dalış tarihinde beş ana metot tanımlamaktadır.

1-     Serbest dalış, (Nefes tutarak)

2-     Skin dalış,

3-     Çan dalışı,

4-     Satıhtan destekli veya kasklı dalış,

5-     Scuba dalışı ve saturasyon dalışı

Bunlardan ilk ikisi, Serbest Dalış ve Skin dalışı diğerlerinden ayıran en önemli husus, bunların yapay hava kaynağı kullanmaması ve soluklanma imkânı vermeyen dalışlar olmasıdır. Her ikisi de ciğer kapasitesi ile sınırlı olan ve yüzeyde tutulan havanın kullanıldığı, suyun altına dalmaya ve tutulan bir nefeslik havanın tüketimi ile tekrar yüzeye çıkılan dalış yöntemidir. Dolayısıyla bu dalışlara ALETSİZ dalış adı verilmektedir. Dalış esnasında ŞNORKEL, GÖZLÜK ve PALET kullanılması bu dalışın Aletsiz niteliğini zedelemez. Aletten kasıt, yapay hava kaynağı kullanması ile ilgilidir.

Diğer 3 usul(3/4/5 Maddeler), dalış esnasında, solumaya olanak verecek şekilde bazı gereç/aletleri kullanmaya imkan verirler. Böylece suyun altında kalma süreleri uzar. Sualtı belgeselleri çekmek, Sualtı kazıları yapmak gibi faaliyetler için bu tür dalış yöntemleri kullanılmaktadır.

Serbest dalış temel olarak, tutulabilen bir nefes ile yapılabildiğinden dalış esnasında ağır bir eylem yapmanın imkânı yoktur.

Serbest Dalışın diğer bir kulvarı ise, Sualtı Avcılığıdır. Yasal olarak tüm dünyada da kabul edildiği üzere*, yapay hava kaynağı kullanılmaksızın, sadece tutulabilecek bir nefesle sualtına inmek ve balık avlamayı kendine konu edinir.

*: Sadece OKYANUS KIYISI ülkelerin bazılarında yapay hava kaynağı ile av yapılmasına izin verilmektedir. Bunda bile amaç Amatör çerçeve olup, limitli bir av şekli söz konusudur. Yoksa seçicilik bahsi ile Denizaltındaki av niteliği olan canlıların tamamının avlanması söz konusu değildir.

Amatör Sualtı Avcılığında,

Yapay hava kaynağı kullanma,

Gece fenerle avlanmak,

Avcılığı yakalanan balığı satacak şekilde yapmak ve ticariye vardırmak,

Kendisine tanınan genel olarak kilo bazında 5kg’ı, adet bazında genel olarak 3 adet’i aşmak

hem etik değildir hem de  yasaktır.

Bu avcılık diğer tüm avcılık faaliyetleri ile kıyaslandığında çok üstün nitelikleri vardır, şöyle ki:

  • Tutulacak tek nefesin süresini uzatmak için önceden antrene edilmesi
  • İyi bir yüzücü ve dalış becerisi gerekmesi
  • Kara avında olduğu gibi 100-200metreden dürbünle atış yapılmaması
  • Olta ve Ağ benzeri avcılığa göre seçici bir avcılık olması, ıskartanın çok az olması
  • Her defasında 6 mt’lik bir mesafeden tek bir atış fırsatının bulunması
  • Üstün teknik ve fiziksel donanım gerektirmesi
  • Genel olarak 5 kilo, kilo limitine(Bazı türler için adet) tabiidir.

Dolayısıyla bunun engellenmesini değil, bilhassa teşvik edilmesini diliyoruz.

Bununla ilgi yasal mevzuatı şöyledir.

SU ÜRÜNLERİ KANUNU

5 Yanıt

  1. Serbest dalarak avcılıkta seçicilik konusunda haklısınız ama aynı zamanda üreme evresindeki bir çok balığın yumurta dökmek için kıyıladıkları evrede en önemli tehtidin serbest avcılardan geldiğini de bilmenizi isterim. Örneğin levrek ocak gibi kıyılara yumurta dökmeye gelir. Ağa vurmaz, sığa trol ve gırgır giremeyeceği için avlanamaz. Sadece kaldırma dalyanı, olta ve dalarak avlanabilir. Kıyılayan ve ticari yöntemlerle avlanamayan üreme döneminde toplanan levrekler sadece amatörce avlanabilir. Bu da balığın en önemli evresinde popülasyonunu etkiler. Bu sebepten ticari olarak dalarak avcılığın serbest bırakılması için uğraşan bazı arkadaşların serbest dalışın su ürünleri popülasyonuna zararı yoktur tezleri su ürünleri fakülteleri profesörleri tarafından kabul görmemektedir.

    • Görerek avlanmanın en büyük artılarından biri de budur işte; Yumurta bırakacak balık kendini belli eder. Atıp atmamak kişinin tercihidir ve kişinin avcılık ahlakı ile ilgilidir. Konu ile ilgili dernek, kulüp ve diğer sivil toplum kuruluşlarının görevi, avcıyı kanunlar ve ahlak kuralları çerçevesinde hareket etmeye yönlendirmek, bilgilendirmektir. Buradaki gibi medeni platformlarda paylaşım içerisinde bulunan kişiler etik kurallara da uyan kişilerdir. Kurunun yanında yaşlar da yakılmaya çalışılmasın artık. Akademik yaklaşımları takip edecek düzeyde kültüre sahip olanlar, çevreye ve denizlerimize zarar veren etmenleri Pareto analizine göre derecelendirerek değerlendirmeyi bilecek eğitim, olgunluk, dürüstlük ve zeka seviyesinde de olmalıdırlar.

  2. Zıpkınla balık avcılığı diğer balık avcılığına göre en kontrollü olanıdır çünkü suyun altında atılacak balık net görülür yumurtalı balık da bilen için hemen tanınır dalış konusunda tecrübeli kişiler balıkları cinsiyetleri konusundada bilgi sahibidir, tabii burada vicdani kontrol çok önemli. Sudan çıktığımızda içimiz rahatmı vurduğumuz balıklara baktığımızda pişmanlık duyacak bir balık yok ise ne mutlu. Zıpkınla balık avı belli dönemlerde yasaklanmalı özellikle kasım aralık ve ocak aylarında levrek, çipura, sargoz gibi balıklar yumurtlamak için kara kıyıya kadar gelirler diğer zamanlara göre daha korunmasızdırlar benim fikrim bu aylardada zıpkınlı balık avı yasaklanmalı fikir tabi bu yoksa vicdan ile kontrol olmayacak gibi geliyor bana saygılar sunuyorum.

  3. Sayın Hasan Çınar,

    Yazdığınız yazıda hassas bir avcı olduğunuzu ve sürdürülebilir avcılığa önem verdiğinizi düşünüyorum.

    Sadece şöyle bir itiraz notam olduğunu bilmenizi isterim.

    Zıpkınla av denildiğinde, siz muhtemelen kötüleri kendi durumunuzu gözeterek kast etmiyorsunuz ama, şunlar da kapsam içine giriyor.

    1) Zıpkınla Amatör Sualtı Avcılığı
    2) Ticari Amaçlı Zıpkın Avcılığı
    3) Tüp veya diğer yapay hava kaynağı ile Zıpkınla yapılan avcılık
    4) Gece Zıpkın Avcılığı
    5) Ağla çevirip Zıpkınla yapılan Avcılık

    Dikkat ederseniz bunların hepsi Zıpkınla yapılan av kapsamındadır.

    Eğer Zıpkınla avcılıktan kastınız ilk madde ise, diğer seçenekler Yasal olarak mümkün değilken bile yapılabiliyorsa, işin içinde 5kg limitle yasal yapılan Amatör Sualtı avcılığı yasaklansın diyorsanız, burada resmin büyük bir kısmının ıskalandığı düşünülür.

    Evet Amatör Sualtıcığı bile üreme dönemlerinden popülasyon üzerinde etkili olur ama, Zıpkınla av yasaklansın derken bunun yanısıra Ticari Avcılık ve diğer Amatör Avcılık yöntemi olan Oltacılık için benzeri bir yasaklama bahsi açılmaz ise burada ciddi bir değerlendirme hatası olduğu düşünülür.

    Ülkemizde bırakın Legal(Yasal) avcılıklardan olan Işıkla Gırgır, Fishfinderla Trol ve Gırgır varken bir de buna yasak Trol ve Gırgır avcılığı eşlik edip, bu hedefteki Çipura, Levrek, Sargoz avlanıyorken, sadece Zıpkınla avın bu dönemde yasaklansın denmesini biraz fazla abartılı bir yaklaşım olarak değerlendiriyorum.

    Deniz kültürü açısından bakıldığında bizden çok daha ileri olan Yunanistan örneğine bakarsanız, orada sadece Mayıs ayında Zıpkın için bir yasaklama olduğunu görürsünüz.

    Ayrıca içinde yer aldığımız Akdeniz Havzasının ortak bir Stratejiye ihtiyaç duyduğu çok açık. Aksi Takdirde siz sadece işte Türkiyede felanca yasak olsun dediğiniz yerde, bu defa birileri de diyebilir ki, Yunanlı balıkçıya mı çalışıyorsunuz.

    Basından izlediğimiz kadarı ile Kardak adası civarında Çipuraların geçiş döneminde Türk ve Yunan Balıkçıları büyük bir rekabet içinde tonlarca balık avlama yarışı içindeyken sadece Zıpkın bahsi edilmesini kusura bakmayın ama Büyük resimin ıskalanması olarak değerlendiriyorum.

    Yoksa bir birey olarak ortaya koyduğunuz hassasiyeti anlaMAmam mümkün değildir. Olaya bir de, bu diğer açılardan bakmanızı öneririm.

    Saygılarımla

  4. Zıpkınla balık avlayabilenlerin kıyı oltacılığı veya tekneden olta atanlara oranı 1000/ 1 bile diğildir. Her önüne gelen koşup bir marketten bile olta alıp her yerden denize sallıyor.Acaba kaç tane zıpkınla avlanan varki. Zıpkına karşı çıkan doğa severleri tekne kiralayıp trollerin, gırgırların önüne atmasını istiyorum. Bir trolün veya gırgırın bir av çıkışında verdiği zararı Türkiyede bulunan bütün zıpkıncılar o gün suya girse veremezler. Zıpkınla balık avına karşı olan kişiler kendileri snorkel bile yapamazlar da ondan birazda karşı çıkarlar.

Yorum bırakın